Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, siyaset faizinde 150 baz puanlık indirime giderek, faizi yüzde 9 seviyesine çekti. Böylelikle, Merkez Bankası faizi 26 ay sonrasında tek haneye indirmiş oldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), toplantının peşinden faiz kararını açıkladı. Banka, 150 baz puanlık artırıma giderek haftalık repo faizini (siyaset faizi) yüzde 9 seviyesine çekti. Karar sonrası açıklanan metinde, faiz indirim döngüsüne son verildiği belirtilirken; “Kurul, siyaset faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, mevcut siyaset faizinin küresel öğrenci ilişkin artan riskleri dikkate alarak kafi düzeyde bulunduğunu değerlendirmiş, ağustos ayında başlatılan faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar vermiştir” denildi.
Toplantıdan sonrasında meydana getirilen açıklamada şu şekilde denildi:
“Jeopolitik risklerin dünya genelinde tutumsal etkinlik üstündeki zayıflatıcı tesiri artarak sürmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel gelişme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik özellikte çözüm araçları yardımıyla temel besin başta olmak suretiyle bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının negatif tesirleri azaltılmış olsa da internasyonal ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve internasyonal finansal piyasalar üstündeki tesirleri yakından izlenmektedir. Bununla beraber, gelişmiş ülke merkez bankaları yüksek enerji tutarları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler içinde farklılaşan tutumsal görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artarak devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafınca geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.
2022’nin ilk yarısında kuvvetli bir gelişme gerçekleşmiştir. Senenin ikinci yarısına dair öncü göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. Bununla beraber, imalat endüstri üstündeki dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üstünde şimdilik sınırı olan olan tesirleri daha belirgin hale gelmektedir. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere bakılırsa daha pozitif yönde seyretmektedir. Bilhassa istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında gelişme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin oranı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan kuvvetli katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme olasılığı cari denge üstündeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için ehemmiyet arz etmektedir. Kredilerin gelişme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde tutumsal etkinlik ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ek olarak, son dönemde belirgin şekilde oluşturulan politika-kredi faizi makasının duyuru edilen makroihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği denge yakından takip edilmektedir. Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve ilave tedbirleri devreye alacaktır. Uygulanacak politikalar aralık ayında açıklanacak olan 2023 Yılı Para ve Kur Politikası metninde kapsamlı olarak duyuru edilecektir.
Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açmış olduğu enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı tesirleri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının tesirleri, küresel enerji, besin ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu kuvvetli negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile beraber, küresel sulh ortamının tekrardan tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Azalan dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üstündeki tesirleri yakından izlenmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde endüstri üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi ile arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliği açısından finansal koşulların destekleyici olması tehlikeli sonuç ehemmiyet arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, siyaset faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, mevcut siyaset faizinin küresel öğrenci ilişkin artan riskleri dikkate alarak kafi düzeyde bulunduğunu değerlendirmiş, ağustos ayında başlatılan faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar vermiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir halde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm siyaset araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir siyaset çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, güvence ve likidite siyaset adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden kuvvetli göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi kanalıyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı pozitif yönde etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sıhhatli ve sürdürülebilir bir halde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Kurul, kararlarını saydam, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.